Thursday, October 27, 2005

bir kac siparis...


Sevgili arkadasim Filiz benim icin birkac kolye satmis okuldaki ogretmenlere.Bu adresi vermesini soyledim ben de.Buradan bakip siparis verebilsinler diye.O yuzden hergun birsey ekleyecegim siteme.Yani baya bir zenginlesecek sayfalar..
Birazdan Binghamton'a iftar yemegine gidecegiz.Aslinda yol cok buyudu gozumuzde ama yerimiz ayrilidigi icin gitmek durumundayiz.Bakalim nasil bir aksam gecirecegiz..

Wednesday, October 26, 2005

Yeniler(New Jewelries)




Bunlar son gunlerde yaptigim birkac taki...En cok yesil olan ve turuncu alan begenildi.Bakalim kime kismet olacak.Bekleyelim gorelim...

Bad Day





Merhabalar...Uzunca bir sure kendime gelemedigimi ve hayal kirikligimdan dolayi birsey yazmak istemedim.Cuma aksamindan cumartesi sabahina kadar beni heyecandan uyku tutmadi.Ayni ceyizimi hazirlar gibi hazirladim takilarimi.Ayri ayri posetler, sattiklarim icin hediye paketleri,cesit cesit susler pullar vs.Sabah kalktigimizda hava terrible di.Cok feci yagmur yagiyordu.Halbuki cuma ginu biz sicaktan pismistik ve harika bir gunes vardi.Cok moralim bozuldu.Bir de gittigimiz yer kucuk bir kasabaydi ve orada bir kadin hakkin rahmetine kavusmus, butun halk kilisedeymis.aksamin bilmem kacina kadar toren olmus.Bir tane bile musterim yoktu.Cok uzgunum:(
Ben boyle uzuldum diye canim Ayselcim beni surekli teselli etti durdu.Neyse iste boyle.Geriye bu resimler kaldi.Aysel betul ve ben.Bir de canim kocacim ve ben...
iste boyle.
Bundan sonra yaptiklarimin hepsini burada yayinlayacagim.Filizcim tavsiye etti.Arkadaslarina tavsiye edecekmis.Belki bana musteri cikar diye.Baklaim kismet.
Bu arada bugun iftarda bana Neslihan ve Filiz geldi.Ruveydacik senin de kulaklarini cinlattik.
Iste boyleeee.

Friday, October 21, 2005

Mutfaktaki sirinler...Kabaklar...Heyecan...















Ne zamandir Reyhan ve Ayse'de gordugum oven safe kablardan almak istiyordum ama bir turlu denk gelmemisti.Ya cok pahali ya da guzel degil...Gecen gun Marshalls a gittigimde gordum bu seker seyleri, tabii hemen aldim.Portekiz mali hem cok ucuz hem de cok seker duruyorlar.Mavi desenli sekerligi de Leyla abla Toronto dayken vermisti cok begendigimi soyleyince.Bunlari masamdan hic eksik etmiyorum su gunlerde.Ozellikle guzel iftar sofrasi hazirlamak icin cok uygunlar.
Pencerenin onundekiler de Halloween cilginliginin bir parcasi.Zavalli kabaklari ne hale getirmisler.Artik kabakliktan cikmislar gerci ama cok komik gorunuyorlar.Ben de 5 tanesini $2 a aldim farmerstan gorunce dayanamayip.
Yarin Craft Show var ve be gorucuye cikacak gibi heyecanliyim.Herseyi hazirladim paketledim.Insallah hersey yolunda gider ve masraflarimi cikaririm en azindan.Insallah yarin bu sayfaya mutlu sonlu birseyler yazabilirim.Simdilik That's it!






Sunday, October 16, 2005

Yeni Ciciler















Bu gece canim cok kolye yapmak istedi.Saat gece yarisini gecti.Bir suru film seyrettim.Lifetime da Julia Robert serileri oynuyor.Runaway Bride, Pretty Women, Steel Mangolia, Erin Brokovich hepsi oynayacak iki gunde.Bir yandan film izledim bir yandan yeni kolyeler yaptim.Haftaya cumartesi craft show var.Oraya katiliyoruz.Biraz da bu yuzden fazla calisiyorum.Elimde fazla model olsun diye.Ismail de bana katolog hazirlayacakti ama renkli toner bitmis, o is de bekliyor.Neyse bakalim neler olacak bir hafta icinde...

Wednesday, October 12, 2005

Niagara Falls















Niagaraya yaklasirken suyun dumani binalarin tepesine dogru yukseliyor.Hava cok sisli zannediyorsunuz ama oyle degil..Ve birden yagmur yagmaya basliyor.Sonra birden kesiliyor.Donuste ayni yerden gecerken tekrar yagmur yagmaya baslayinca anliyorsunuz ki Bu yagmur degil selalenin etrafa sicrattigi sular.Ama cok guzel oluyor...Selalenin etrafi cok renkli.Birsuru casino ve 5 yildizli oteller var.Cok guzel bakilan bir cevre.Rengarenk cesit cesit binalarla dolu.Cok canli bir hayat var orda.Kucuk bir Las Vegas sanki..















Burasi da Niagaranin "at nali" denen buyuk bolumu.Kanada tarafindan bakinca anladim ki baya tehlikeli gorunuyormus botla oraya gitmek.Biz gayet rahat bir sekilde bota binmistik.Ama karsidan bakinca wawww dedim icimden..

















Yazin ortalarinda Niagaraya gitmistik.Zaten bize cok yakin bir mesafede...Kanada'ya gidenler hep karsi tarafi ovmuslerdi.Kanada tarafindan goruntu cok daha guzel diye..Gercekten de oyleymis.Suyun ihtisami ve siddeti bana Allah'in Cebbar ismini hatirlatti...Amerika'da olup da muhakkak gorulmesi gereken bir yer.Niagarayla ilgili animsadigim tek kotu sey, donuste speed limit cezasi yemis olup 150 dolarcik odemek zorunda kalisimiz... yukaridaki iki resim ayni yerin iki tarafta da cekilmis hali.Koprunun gorundugu resmi Kanada tarafindan cektim.Bu bolum Niagaranin kucuk kismi.







Tuesday, October 11, 2005

Resimler...


















Buarasi CN Tower daki Glass Pad denilen bolum.Sadece camdan yapilmis bir zemin var ve insanlar bu zemin uzerinde yurumeye korkuyor.Ismail daha once Rusya da boyle bir zeminde yurumeyi denemis ama yapamamis.Ben yukari cikarken "aman canim ne var onda korkacak yururum tabii'' dedim ama gercekten bir adim atamiyorsun.Insanlar elimi tut diye esine sariliyor.Garip bir duygu. En sonunda attim kendimi canim ortasina. Sonra resimler cekildik.Ismail de benimle birlikte ki benim sayemde bu korkusunu yenmis oldu:)

Toronto resimleri






























CN Tower...Dunyanin en yuksek kulesi... Ve kuleden birkac fotograf..

*************************************************************************************














Pazar gecesi iftardan sonra dondurma yemeye gidelim dedim.Leyla abla ve Ruveyda da Tim Hortons a gidelim dedi.Kanadanin en meshurlarindan biriymis.Tabii gitmemiz birisini bekledigimiz icin baya gecikti.Gece 11 den sonra ancak gidebildik oraya.Ben icecappucino ictim.Yaninda da cikolatali pay vardi ama cok tok oldugum icin yiyemedim.Icecappucino yu cok begendim ama..
*************************************************************************************















Leyla Abla'nin evinin manzarasi.Apartmanlar da bu sekilde..Yanimdaki yakisikli cocuk da
Leyla ablanin buyuk oglu Sedat...
**************************************************************************************















Kanada ya gecer gecmez olcu birimleri degisiyor.Mile ve pound birimlerine hala alisamadigim
icin, "km" yazisi gorunce cok sevindim. Giderken hava acilmaya basladi Derin bir ohhhh cektim...

Guzel bir hafta sonu...

Bir zamanlar soyle bir espri vardi." Sekerim oglen yemegini Paris' te, aksami da Berlin'de yiyecegim." O kadar olmasa da ona benzer birsey yaptik biz de...Hafta sonumuzu Kanada da gecirdik.Daha once cok ozel bir yerde cok guzel bir tevafukla tanistigimiz Leyla Abla lara misafirlige gittik.Yine cok guzel bir tevafuk ki, esimin arkadasi da onlarla ayni apartmanda oturuyormus.Yani bir tasla iki kus vurmus olduk.Kanada' yi cok merak etmekle birlikte arkadaslarimizi da gormeyi istedik ve vizeleri alip dustuk yollara.Hava Syracuse de cok yagisliydi giderken.Ben burada boyleyse Toronto'da daha kotudur diye uzulurken, Toronto' ya yaklasirken hava birden acilmaya basladi. Ontario golu muhtesem buyukmus. Daha once Oswego ya gittigimde de gormustum...Okyanus kiysinda saniyorsunuz kendinizi. Ontario manzarali Toronto kucuk bir Manhattan gibi geldi bana. Binalar Amerikadakilere gore daha modern daha hos gorunumlu bence.Amerikadan farki insanlar cok yuksek apartmanlarda oturuyorlar hause larda oldugu kadar.Ben Syracuse de bu kadar cok yuksek apartman gormemistim.Ozellikle gol kiyisindaki apartmanlar harikaydi.
Giderken Syracuse den arkadasim Filiz, " gidince Yusuf amcalari da bulun" dedi. Tabi ki Yusuf amcalar da ayni apartmandaymislar. Cok dilli seker bir kizi var.Onunla tanistim.Ruveyda...Blog kardesligi baslattik zaten Ruveydayla.Birbirimizi bloglarimiza ekledik.
Hersey icin tesekkur ediyorum.Leyla ablacim Bizi cok guzel agirladin ellerine saglik hersey icin.Ruveydacik sana da tesekkurler insallah birgun yine biryerlerde karsilasiriz..

Saturday, October 08, 2005

Ilk kazancim

Sonunda yaptigim takilarin ucunu satmayi basarabildim.Gerci henuz bir atilimda bulunmadim cunku 22 Ekim deki festivale hazirlaniyorum.Ondan sonra insallah hizlanacagim.Okulun sekreteri Vadet begendi ve 3 tane aldi.Ben de uc tane aldigi icin bir halhal bir de yuzuk hediye ettim.Simdi hergun bir tanesini takip geliyor.Cok guzel bir duyguymus bu. Bana para verirken tesekkur etmesi "Eliiif thank you so much" deyip boynuma sarilmasi cok hostu. Bir ogretmen arkadasim da okulda bahsetmis calismalarimdan.Katolog istemisler...Simdi ilk is bir katolog hazirlayacagim.Yuzuk yapmayi cok sevdim misinayla. Cok yuzuk yapip bayramda bayanlara hediye etmeyi planliyorum.Iste yaptigim son birkac jewelry...

Friday, October 07, 2005

En kucuk kopru







Burasi da dunyanin en kucuk uluslararasi koprusu.Ustunu tiklayinca resim buyuyor.Daha yakindan gormek isterseniz..Adanin buyuk kismi Kanada'ya ait.Karsi taraf da Amerika'ya.Vapurdaki rehberin arada bir "tekrar amerika sularina hosgeldiniz" demesi cok hostu..Bir yandan da dusundum eger biz boyle yunan sularina giseydik nolurdu acaba diye.Kesin ucuncu dunya savasi cikardi.Iki ulke cok guzel komsuluk yapiyorlar.Gercekten cok hos bir sey..

The Boldt Catsle

















Bu Sato Thousand Islands' in en meshur yeri.Boldt Castle...Amerikada cok meshur bir otel olan Waldorf Astoria'nin sahibi 18. yy da cok sevdigi esi icin yaptirmis bu satoyu.Hemen karsisina da kayinvalidesi icin yukardaki kucuk kulubeyi yaptirmis. Satonun insaati devam ederken esi olmus ve adam insaati durdurmus.300 iscisi de issiz kalmis. Ogun bugundur bu sato sadece gezilip gorulecek bir yer olarak kalmis.Muazzam buyuk bir sato. O yillara gore cok hos yapilmis.Ne yazik ki icinin fotograflarini cekemedim cunku makinemin sarzi bitti. Bahcesinde piknik alanlari var. Restroomu ve restoranti var.Epey bir vakit gecirdik burada.Biraz da huzunlendik...

Thousand Islands

Hava o kadar guzeldi ki hic bulutlari boyle guzel gormemistim. Boyle guzel bir gunu kacirmamak icin bize cok yakin bir yer olan bu guzel mekani gecenlerde gezebilme imkanimiz oldu.Onceleri nasil yani diye soruyordum kendime.Sonra ogrendim ki bazi zenginlerin kendilerine ait kucuk adalari olan Kanada veAmerika arasinda genis nehrin icine yayilmis kucuk adalardan meydana gelen bir yer burasi. Botlar sizi alip adalarin icinde gezdiriyor. Gerci orada yasayan insanlar icin bence pek de hos olmayan bir
durum.Cunku vapur sizi gezdiriyor bir yandan da mikrofonla konusarak rehberlik yapiyor.Evlerin cok yakinindan geciyor.Ada sahipleriyle gozgoze geliyorsunuz.Gerci onlar artik bu durumu cok yadirgamiyorlar ama biraz nahos bir durum gibi geldi bana.Birkac resim ekliyorum bu sayfaya, gozunuzde canlanmasi icin..